• GİRİŞ YAP
Giriş Yap
  • Bildirimler

Oruç Reisin Hayatı ve Osmanlı Denizciliğine Katkıları ve Şehadeti

Oruç Reisin Hayatı ve Osmanlı Denizciliğine Katkıları ve Şehadeti




FMBLtmN.jpg

1470 senesinde Midilli adasının Bonova köyünde doğan Oruç Reis’in babası Vardari Yakup Ağa, denizcilikten gelen bir aile reisiydi. Dört oğlunu da kültürlü ve birikim sahibi büyük denizciler olarak yetiştirdi. Oruç Reis, kardeşleri İshak, Hızır (Barbaros Hayreddin Paşa) ve İlyas reisle birlikte çocuk denecek yaşlarda deniz ticaretine atıldı.

Dönemin en önemli deniz ticaret yolları Akdeniz’de yer alıyordu ve Oruç Reis’le kardeşleri ticaretleri kapsamında daha çok Anadolu sahilleriyle münasebet hâlindelerdi. Bir ticaret seferi esnasında Rodos Şövalyeleriyle karşı karşıya geldiler ve bu mücadele Oruç Reis’in esareti, en küçük kardeşi olan İlyas Reis’in ise vefâtıyla sonuçlandı.

Oruç Reis’in Akdeniz’de İslâm’ı müdafaa edeceği günlerin taşları döşenmeye başlamıştı. Şehzâde Korkut, babasının tahtta bulunduğu o dönemlerde Saruhan beyi idi ve Rodos Şövalyeleriyle zorunlu anlaşma hâlindeydi. Verdiği fidyelerle serbest bırakılmış olan gemiye Oruç Reis’in kürek çekme görevlisi olarak nakli söz konusu oldu. Böylece yeniden denizlere açılabildi.

Bu gemide görev yaptığı dönemde gerçekleştirilen seferlerden birinde, vazife yaptığı gemiden bir başka gemiye geçiş yaptı ve gösterdiği başarılar neticesinde kendisine Memlük donanmasında amirallik vazifesi tevdi edildi. Bir süre sonra gemisine Rodos Şövalyeleri el koyunca Şehzâde Korkut ile temas kurdu ve onun riyasetinde hem korsanlık faaliyetlerine başladı hem de Osmanlı’ya hizmet etti.

Bu süre zarfında kardeşleri Hızır Reis ve Yahya Reisle beraber Venedikler ve Cenevizler gibi denizcilikte pek meşhur olan devletlerin gelişmiş donanmalarına dahi büyük darbeler indirdiler.

Cerbe adasının fethi, Cezayir’de İslâm’ın hâkimiyetinin tesisi ve Kuzey Afrika’nın Hristiyan tehdidinden muhafazası konusunda yaptıkları onun tarihe geçen önemli hizmetleridir. Bu hizmetleri doğrultusunda gemileri, devrin İspanya Kralı Şalken’in gönderdiği donanmayı da mağlup etmeyi başardı. Bu karşılaşmada gerçekleşen çarpışmalarda tek kolunu kaybetti.

Dâhiyane Bir Savaş Taktiği

Cerbe adasının fethinde Oruç Reis’in uyguladığı taktiğin rolü oldukça mühimdir. Oruç Reis ele geçirdiği İtalyan gemisinde kendi emrindeki denizcilere İtalyan denizcilerin kıyafetlerini giydirdiğinden arkadan gelen gemiyi ele geçirmeyi de kolay bir şekilde başarmıştır.

Üstün Mücadelesi Sonucunda Şehâdeti ve Defni

Büyük denizci Oruç Reis ömrünün sonlarında Cezayir’in doğusunda bulunan ve İspanya’nın tekelinde olan Tlemsan’ı (yani Cezayir’in kuzeybatısında yer alan bir vilâyet)i elde etti. İspanyollardan yardım alan Tlemsan emîrine karşı, elinde bulundurduğu yerleri savunmada bulundu. Topraklarını yedi ay boyunca müdâfaa etti, lâkin yerli halkın ihaneti üzerine Cezayir’e dönmek için düşman kuşatmasını aşmak zorunda kaldı. Çabaları sonucu bir kısım askerleriyle ırmağı geçmeyi başardı. Fakat düşman elinde kalan diğer askerleri için her şeyi göze alarak düşmanları arasına geriye döndü. Bu olayda Oruç Reis bir kolunu kaybetti. Daha sonra tüm askerleri orada şehîd oldu ve aldığı bir mızrak darbesiyle Oruç Reis de orada son nefesini vererek şehâdete erdi.

Oruç Reis’in ölümünü İspanya Kral’ına ispatlamak isteyen İspanyol askerler, korku salan denizcinin başını alarak, bal dolu torbada Kral’a götürmüşlerdir. Daha sonra Oruç Reis’in bedenini alan askerler ise onu Cezayir’e getirerek, Cezayir’in velîlerinden Sidi Abdurrahman’ın Kasbah’da bulunan Sidi Abdurrahman Camii yanındaki türbesine defnettiler. Oruç Reis’in 1518’de şehîd olduğunda kırk sekiz yaşlarında olduğu tahmin edilmektedir. Mevlâ Teâlâ, hizmetlerini makbûl eylesin!

FMBLtmN.jpg





Sosyal Medyada Paylaş